iş yapar

Fetullah Gülen Kimdir – FETÖ Terör örgütü elebaşı – 15 Temmuz’un Dijital Kütüphanesi

Fetullah Gülen, kendi deyimiyle “altın bir nesil” yetiştirmek için 40 yıl önce sözde büyük hedeflerle yola çıktı. 40 yıl sonra altın nesil terör örgütüne dönüştü ve yüzyılın en kanlı ihanetini yapan çetenin lideri oldu. Türkiye’nin bu süreçte küreselleşme sınavı; Amerika ve Avrupa’da entegrasyon çabaları, demokratikleşme, uluslararası siyaset ve ekonomi politikası Gülen’in hayat hikayesinde gerçekten önemli dönüm noktalarıydı.

Fetullah Gülen’in Kökleri

Fetullah Gülen Erzurum İlinde doğdu. Hasankale (Pasinler) ilçesine bağlı Korucuk köyünde. Gülen’in babası Ramiz cami imamı, annesi Refia ev hanımıdır. Gülen, altı erkek ve iki kız olmak üzere sekiz kardeşten ikincisidir.

Okuma: Fethullah gülen kimdir ne iş yapar

Kim - FETÖ terör örgütünün elebaşı - 15 Temmuz Sayısal Kütüphanesi

Doğum tarihi karışıklığı

Gülen’in doğum tarihi 27 Nisan 1941. sertifika. Gülen, hayat hikayesini anlatırken çoğu zaman bu hikayeyi farklı şekilde anlattı. Gülen’e göre çelişkili ve yalanlarla dolu; Babası Ramiz, doğduğu yıl Fetullah’ı kaydettirmek için Hasankale’ye gitti. “Bu ismi yazmayacağım!” Babası sinirlenerek kayıtsız köye geri döndü. Ramiz, 2.5 yıl sonra dünyaya gelen ikinci oğlunu nüfusa kaydettirmek için tekrar Hasankale Nüfus Müdürlüğü’ne gitti. Bu sefer samimi olduğu köy karakolunun başçavuşunu giderken yanına aldı. Başçavuşun nüfus memuruna sert davranması üzerine Muhammed Fethullah ve Sıbgatullah adını verdiği oğullarını kaydettirdi. Bu kez kayıt memuru her iki kayıtta da hata yaptı. En büyük oğlunun adını yalnızca Fetullah, küçük oğlu Sıbgatullah’ı Seyfullah olarak ve her ikisinin de doğum tarihini 1942 olarak sıraladı.

Fetullah Gülen kim - FETÖ terör örgütünün elebaşı - 15 Temmuz Dijital Kütüphanesi

Doğum karmaşası bununla da kalmadı. 1959’da Edirne müftülüğüne aday olan Gülen’e Diyanet, askerliğini yapmadığı ve 17 yaşında olduğu gerekçesiyle olumsuz yanıt verdi. Memur olmak için mahkemeye çıkan Gülen doğum tarihini 1941 olarak değiştirdi. Askerliğini yapmadığı için müftü olamayan Gülen, Üç Şerefeli Camii imamlığına atandı. Bu olayla doğum tarihi 1941 olarak kaydedilmiştir. Gülen’in yaşıyla ilgili kafa karışıklığı bununla da bitmedi. Gülen, kendisini bir mesih olarak gösterme çabasıyla, bir devlet memuru olarak doğduğunda yaptığı bir aldatmacayı ve bir söylentiyi ustaca yaymayı başardı. Gülen, Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıl dönümünü de “seçilmiş adam” imajını yaratmak için kullandı.

Fetullah Gülen Kimdir – FETÖ Terör Örgütü Elebaşı - 15 Temmuz Dijital Kütüphanesi

Fetullah, doğuştan ilahi bir görevle emanet edilen “seçilmiş adam” imajını yaratmak için doğum tarihini değiştirmekle yetinmemiş, anılarını anlatırken İslami bir eğitim aldığında ısrar etti. Osmanlı medeniyetinin de kişilik gelişiminde etkili olduğunu sık sık hatırladı.

Yaşından dolayı kafası oldukça karışık olan Fetullah, otobiyografisinde iki hata yaptı.

Fetullah Gülen, Benim Küçük Dünyam adlı kitabında bu zamanı anlattığında pek çok çelişkili açıklamalar yaptı. onun hayat hikayesi. Kendi biyografisinde, köyüne gelen jandarmaların anılarını anlattığı bölümde çok bariz iki hata yaptı. Gülen, kitabında askerlerin bazılarının şapka, bazılarının da şapka taktığını açıklayarak önemli bir bilgiyi gözden kaçırdı.

Gülen 1941’de bu olayın yaşandığı sırada 3 yaşında olduğunu belirtse de şapkanın orduda kullanıldığı tarih 1947’dir. Yaşı konusunda kafası oldukça karışık olan Fetullah da aynı şekilde anlatıyor. 1945’te dört yaşında olduğunu yazdığı kitap.

Memurluk ve askerlik yılları

Erzurum’dan ayrılıp Edirne’ye gittiği tarih 1959’du. Hüseyin Top’un yardımıyla Edirne’de bir daire çizdi. 6 Ağustos 1959’da Üç-Şerefeli Camii’ne ikinci imam olarak atandı. Memurluğa ilk adımını atan Gülen, askerlik hizmetine kadar Edirne’deki camilerde göreve devam etti. İmamlık döneminde yaptığı konuşmalarla dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. İyi konuştu, cemaati etkilemek için ağladı ve cemaatin duygularını manipüle edebildi. Gözyaşlarını usta bir provokatör gibi kullandı. Edirne’de kaldığı evden çıkıp caminin penceresine geçti. Burada iki buçuk yıl, yani orduya katılana kadar yaşadı. Yani öldürülmeden önce iki suçluya dünyadan ahirete geçişi hazırlattı.

İstihbarata ilk adım

Gülen’in hayatındaki en göze çarpan akrabaları başladı. askerlik hizmeti ile.Askerlik görevine 10 Kasım 1961’de Ankara Mamak’taki birliğine teslim olarak başladı. Askere 6 gün geç katıldı. Ancak Ankara’da bu 6 gün boyunca neler yaşadığı ve o günleri kimlerle geçirdiğine dair herhangi bir kayda rastlanmamıştır. Diğer teslimat tarihlerini bile 6 gün erteledi ama nöbetçi kulübesine geldiğinde hiçbir sorun yaşamadı. Sadece kendi hayat hikayesinde bahsettiği gibi; Ankara’daki ilk günlerinde Said Nursi’nin hayatta kalan beş talebesinden biri olan Salih Özcan’ı ziyaret etti. Geç teslim olmasına rağmen askeri yetkililerin hiçbir şey yapmaması, Fetullah Gülen’in derin devletin kirli merkezleriyle teması olarak yorumlandı.

Genelkurmay’da kalmayı planlarken kendisine telsiz operatörü olarak istihbarat subaylığı görevi verildi.

Orduya katıldığında bölük komutanı Yılmaz Bey, Harbiyeli arkadaşı üsteğmen oldu, sonradan emekli olan Fetullah Gülen adlı yarbaydan emekli olan Mehmet Mutlu, kendisini tümen komutanıyla tanıştırdı. Gülen, Edirne’deki bir akrabasından Genelkurmay Başkanı Reşad Taylan’ı da selamladı, kendisine gönderilen badem ezmesini Taylan’a verdi ve kendisini tanıttı. Badem ezmesi ve selamla korunan Gülen, bu koruyucu kalkanı Yüce Allah’ın bir rahmeti olarak yorumladı.

Çocukluğundan beri bir çeşit koruma altında olduğunu sık sık dile getiren Gülen, birçok tehlikeyle karşı karşıya kaldığını ancak hiçbir zaman zarar görmediğini söyleyerek “seçilmiş insan” imajını aktarmaya çalıştı. ‘ Koruma altında olduğu için etrafını sardı.

Genelkurmay’da kalma planıyla Gülen, orduda istihbarat subayı oldu. Ona bir radyo operatörü olarak bir istihbarat sözleşmesi verildi ve ona ordu içindeki tüm konuşmaları dinleme fırsatı verildi. Askerlik sırasında kazandığı beceriler, terör örgütünü kurmak için kullandığı temel oldu.

Fetullah Gülen Kimdir – FETÖ Terör Örgütü Ringleader - Digital Library of Temmuz 15

İskenderun’da çalışmaya başladıktan birkaç ay sonra sarılığa yakalanan Fetullah, hava değişimi için çağrıldı. Bu süre zarfında konuşmalarına devam etti ve ilk provokasyon tecrübesini kazandı.

Erzurum’da gösterilecek bir filmde Konsorsiyum rolünü oynayan oyuncunun dinin hiçe sayıldığını düşünürsek Fetullah böyle insanları tahrik edici bir konuşma yaptı. mahkemeye gitmek yerine camide Erzurumlular sinirlenerek sinemayı bastı, mekanı yıktı ve sinemanın sahibini dövdü.

Üç aylık nakil izni bitince sarılığının durduğu gerekçesiyle bir ay daha izne ayrıldı. Konuşmalarına aynı camide devam etti. Yine benzer bir olay bu yıl Ramazan ayında yaşandı.

Deccal’i Ramazan ayında konuşacağını duyurarak

cami merakını uyandırdı. toplum. Nihayet Ramazan’ın son gününde Deccal hakkında bildiği her şeyi paylaştı. Camiyi toplanma yerine çevirdi. Nitekim her ne kadar istihbarat görevlileri bu konuşma için camide olsalar da burada da ilahi korumanın elinin devreye girmiş olması tesadüftür. Kendisine konuyla ilgili tek bir soru sorulmadı.

Gizli Bir Hafta

Gülen, dört aylık hava değişimi izninin ardından İskenderun’a döndü. Diğer teslimiyet zamanlarında olduğu gibi, komutanları tarafından titizlikle korunmasına rağmen orduya bir hafta geç katıldı. Teslim olduktan sonra, askerlik görevi sırasında İskenderun Merkez Camii’nde konuşmalarına devam etti, bulunması zor bir örnek.

Konuşmaları sırasında bir gün bir şeyler tutuklandı. yanlış gitti. Ancak Genelkurmay, ordu ve tümen komutanlarının müdahalesinin ardından hemen serbest bırakıldı. Asker olarak camilerde konuşmasına devam etmesi, hatta bazen askeri kıyafetlerinin üzerine cübbe giymesi, zamanın şartlarına göre Gülen için ender bir uygulama, hatta özel bir uygulamaydı.Ordu Komutanı Cemal Tural’dır. Gülen bir keresinde Tural’ı kürsüye çağırdı ve övdü. Tural, Said-i Nursi’nin türbesini kaybeden kişi olarak bilinir.

Erken Tahliye Torpido

Fetullah Gülen, 1963 ‘ Ömrünün son aylarında

Ayrıca bakınız: Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri… – Konsolide metin | LEXPERA

askerliğini 34 gün erken bitirip Erzurum’a döndü. İlki 1950’de kuruldu. Bu kulüplerin kurucuları arasında Adnan Menderes, Celal Bayar gibi isimler var. Bu tür faaliyetlerle devletle ilişkilerini daha da geliştirdi. Askerlik hizmetinin ardından yaklaşık bir yıl Erzurum’da kaldıktan sonra Diyanet’teki görevine geri dönülmesini istemiş ve ailesinin kendisiyle evlenme isteğine karşı çıkmıştır. Bu kez Üç-Şerefeli Camii imamı olma isteği gerçekleşmedi.4 Temmuz 1964’te Dar’ül-Hadis Camii’nde Kuran hocası ve fahri imam olarak göreve başladı.

Hizmet hareketi ve ilk teşkilat

Dar’ül Hadis Camii imamının hastalanması nedeniyle Kuran kursu öğretmenliğinin yanı sıra gönüllü imam olarak çalışmaya başladı. Camiye büyük bir oda yaptırdı ve o odada Edirne’de görülmemiş bir yeniden yapılanma hareketinin ilk adımlarını attı. Bu süre zarfında birçok kez karakola gitti ancak her seferinde tutuklanmadan sözlü uyarıların ardından serbest bırakıldı. Edirne’de yaptığı konuşmalar nedeniyle bu kez karakoldan memnun olmayan polisler tarafından adliyeye sevk edildi. Ancak, adli bir ceza almadan mahkemeden kaçmayı başardı. Hemen ardından İzmir’deki randevusunu ayarlamak için Ankara’ya gitti. O zamanlar işler iyi gitmiyordu. İstediği yere çağrılamayınca rotasını Kırklareli’ne çevirdi. Her Cuma ve Ramazan’ın her günü burada konuşmalar yaptı. Göreve gelmeden önce Edirne’de iki öğrenciye ev açmayı başardı. Her gün bir bahaneyle Edirne’ye gitmeye başladı. Kırklareli’deki evinde her gece inşa ettiği yapıyı yavaş yavaş tasarladı. Konuşmalarına ara vermeden devam etti.

Devlete sızan ilk çekirdek kadro

Yardım toplama faaliyetlerine Kestanepazarı’ndayken başladı. Arazi satın almak ve bina inşa etmek için farklı yerlerden doğrudan para toplayarak ilerleyemeyeceğini anladı. Bu yüzden yeni bir strateji geliştirdi.

Organizasyonun hızla büyümesini sağlayacak “himmet” yapısını kurarak temellerini attı.

Toplanacak insanlara gitmek yerine, onları tek bir yerde toplayarak birbirlerini teşvik ederek daha fazla paranın toplanabileceğini düşündü. Gülen’in teklifinin kabul edilmesinin ardından ilk görüşme bir mağazanın en üst katında gerçekleşti. Böylece kuracağı örgütün hızla büyümesini sağlayacak finansman kaynağını oluşturacak “hayırseverlik” yapılanmasını kurdu.

Hakikat Vakfı’nın kurucu direktörü Ömer Öngüt, Gülen’i ve örgütün örgütünü anlatıyor. Kurduğu yapının kaynak yaratma yöntemleri:

Bir yanda İftar için sopa attılar. Bir yandan kaz gibi insanları yoluyorlar. Öte yandan, gelişigüzel bir şekilde boşa harcıyorlar. O da haramdır, o da haramdır; İslam nedir? Onları yemeğe çağırırsın, gelenlerden para alırsın veya senet alırsın, borcunu ödeyemeyenleri idam edersin, bir din kurduğun zaman Allah’tan korkmazsın. Halktan utanmıyorlar. Sırf yemek verdim diye bir kişinin evini yok ediyorlar.

40 yıl sonra terör örgütüne dönüşecek binanın ilk evi, öneriyle 1968’de İzmir’de açıldı. İzmir Müftüsü Ahmet Karakullukçu. Zamanının çoğunu Tepecik tarafında açık olan bu iki katlı evde geçirirdi. Başından beri bu ev hakkındaki fikri, bu evden çıkan öğrencilerin eyalette kritik yerlerde barındırılacağıydı.

Abdullah Aymaz, Ali Candan, Mehmed Atalay ve Hüseyin Rençber bu evde sonsuza kadar kalan isimlerdi. 12 Mart muhtırasından önce Buca ve Bornova’da evler açıldı. O dönemde de Fettah’ta 18.000 liraya bir ev satın alındı. Gülen’in isteği üzerine satılan bu evden alınan parayla Hatay’da yeni bir ev alındı.

Hacda Gülen’in kulağındaki şeytanın sesi

Sesini duydu Şeytan hacını yaparken.

İzmir Kestanepazarı’nda Kuran kursu verirken Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Lütfü Doğan kendisini telefonla arayarak din görevlisi olarak hacca gittiğini söyledi. 1968 kurban ve hac mevsimi 10 Mart’taydı. Gülen’in ilk kez hacca gittiği haberi 19 Şubat 1968’de İttihad gazetesinde çıktı. Hayat hikayesini anlattığı kitapta bu konuyu anlatırken ilginç bir anıya da yer vermiş. Hac sırasında şeytanın sesini duyduğunu ifade etti: Sabah namazını aynı duygularla kıldım. Namazdan sonra evrad ve ezkar ile meşguldüm. Aniden onu bir daha göremedim ama sesini tüm baskısıyla vicdanımda duydum, şeytan bana dedi ki: “Kendini buradan aşağı at.” Bana defalarca ısrarla “Git buradan” dedi. Ben: “Beni buradan kovmanın ne anlamı var?” Dedim. “Pekala, atıyorsun,” diye yanıtladı, “peki, ama neden?” tekrar sordum. Tekrar ısrar etti, “Tamam, git buradan.” Her ihtimale karşı düşünerek geri çekildim.

Bunun şeytanın hilesi olduğunu düşündü. Gülen, hayatının her aşamasında sanrılarla karışık dini ifadeler kullanmıştır. Bu hikayelerle çevresindekileri etkilemeye çalıştı. Hac görevini tamamladıktan sonra yurda döndü.

Fethullah Gülen’in Masonik Belgeleri

Fetullah Gülen Kimdir – FETÖ Terör Örgütü Elebaşı – 15 Temmuz Dijital Kütüphanesi

Darbe için açık çağrı

Askeri darbeden 12 dozer ay önce sokaklar çatışma bölgelerine dönüştü, gazetelerin manşetleri çatışma, faili meçhul cinayetler ve cinayetlerle ilgili haberlerle doldu.Şubat ayında yaptığı bir konuşmada öne çıkmayanlara “Yaftalanmış anarşistler” dediği kişileri anlattı. ve “teröristler”, devletin asker ve polislerinden Allah katında sorumludurlar.1980 Haziran’ında İzmir’de bir camide yaptığı konuşmada darbe çağrısı yaptı: src= “http://image .yenisafak.com/ resim/upload/wiki/227b948451b8e098gallery7_41_.jpg” alt=”Fetullah Gülen Kim – FETÖ Terör Örgütü Elebaşı – 15 Temmuz Dijital Kütüphanesi” />

Gizli servisi duyun, dinleyin güvenlik, orduyu duy, başbakanı duy, cumhurbaşkanlığı dentschaft Cumhuriyet duysun. Polise ve askere kurşun sıkan bu hainler mahkemede cezalandırılmazsa ne devlet kalır ne millet kalır… Bu nasıl bir anlaşma!… Türkiye’de devlet ve hükümet yok mu? Askere ne oldu? Polis nerede?

İzmir’de darbe çağrısı yaptı.

Son konuşmasını askeri müdahaleden bir hafta önce 5 Eylül Cuma günü yaptı. 12 Eylül 1980’de. Bu konuşmanın ardından camideki imam odasında Turgut Özal ile kısa bir görüşme yaptı. Ordu ülkenin kontrolünü ele geçirdi. Gülen, 45 günlük askerlik raporunu aldıktan sonra orduyu göreve çağırdı ve halka görünmemeyi tercih etti.

FETÖ terör örgütünün elebaşı - 15 Temmuz Dijital Kütüphanesi Fetullah Gülen Kimdir

Cinayetler, İnfazlar, işkenceler ve tutuklamalar 12 Eylül’de norm haline geldi.

En kanlı darbe gerçekleşti: Tarihte tarihe karışan 12 Eylül hükümetinde cinayetler, infazlar, işkenceler ve tutuklamalar norm haline geldi ve ülke bir açık cezaevine dönüştü. . Darbeyi meşrulaştırmak isteyen 12 Eylül lideri Kenan Evren, İslam’ı kullanmaya başladı. Fetullah Gülen ise bu fırsatı kaçırmadı. Bir camide yaptığı ve daha sonra Sızıntı dergisinde yayımladığı konuşmasında darbecileri şöyle selamladı:

Ve şimdi bin bir umut ve sevinçle bu son dirilişin varlığını görüyoruz. ve son polis karakolunun varlığını yüzyıllarca süren bir bekleyişin malzemesi olarak görüyor, bunu hayatta kalmasının bir alameti olarak görüyor; Umudumuzun tükendiği bir yerde Hızır gibi imdadımıza yetişen Mehmetçi’yi bir kez daha selamlıyoruz. Mart 1980’de askeri darbenin ardından getirilen sıkıyönetim koşulları altında istifa etti.

Bu itaat beyanına rağmen darbeciler Fetullah hakkında tutuklama kararı çıkardı. Bu tutuklama emrine rağmen kollarını sallayarak dolaştı ve 6 yıl boyunca yakalanmadı. Bu süre içinde Anadolu’nun birçok şehrini gezdi, arkadaşlarını ve akrabalarını ziyaret etti. Bu ziyaretlerden birini Ahlat’a yaptı.

Fetullah Gülen Kimdir – FETÖ Terör Örgütü Elebaşı – 15'ten Dijital Kütüphane Temmuz

Fetullah firarisiyle birlikte 13 isim yakalandı

Yumuşak ve derin döküm

Mina’ Haziran 1986’daki Hac sırasında Türkiye’de yaptığı ve daha sonra kamuoyuna açıklanan görüşmeler, asıl amacının ne olduğunu ve ne beklediğini ortaya koydu. Bazı yerlerde son teslim tarihlerini avucumun içi gibi biliyorum” sözleri, onun zamanında çok işi olduğunu ve sessiz ve derin devlet düzeyinde bir kadrolama yürüttüğünü ortaya koyuyor. Bırakın

<img src

Ayrıca bakınız: HR Business Partner (İnsan Kaynakları İş Ortağı) Nedir? | Youthall

Fetullah Gülen Kimdir – FETÖ terör örgütünün elebaşı – 15 Temmuz Dijital Kütüphanesi

“Sistemin aptallığından yararlanıyorum.”

Hac seyahatindeyken Diyarbakır’daki Mehmet Özyurt davasına müdahil oldu ve tutuklama (pasaportta kısıtlama, giriş veya çıkış yasağı) oldu. ) cezası verildi. Eve döndükten sonra İzmir’e gitti ve sıkıyönetim emrine teslim oldu. Gülen suçsuz bulunarak serbest bırakıldı.

1 Temmuz’da çıkan Yeni Ümit dergisinde başyazılar yazmaya başladı. 1988’de üç ayda bir yayınlandı. 13 Ocak 1989’da İstanbul Üsküdar Valide Sultan Camii’nde konuşmaya başladı.Üsküdar konuşmaları 62 hafta, 16 Mart 1990’a kadar bir yıldan fazla sürdü. Bu konuşmalar daha sonra 3 cilt olarak Sonsuz Nur adıyla kitap olarak yayımlandı. Pazar konuşmalarını çeşitli camilerde yaptı. Ramazan ayı boyunca da Salı akşamları Fatih Camii’nde iftardan sonra teravih namazına kadar sohbet etti.

Fetullah Gülen kimdir – FETÖ terör örgütünün elebaşı – 15 . Juli' 's Digital Library

Medyada genişleme

Medya sektöründe kurduğu yapının genişleme politikasının bir ayağını daha gerçekleştirdi. . Zaman gazetesini satın alan ve Samanyolu TV’yi oluşturan yapı, 29 Haziran 1994’te Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın kurulduğunu duyurdu ve bu vakıf yakında kendi “amiral gemisi” olarak kabul edilecekti. Tanıtım toplantısına Fetullah Gülen, eski CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek ile birlikte katıldı. Gülen, toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin demokrasiden dönmesinin mümkün olmadığını söyledi. Gülek’e üstad dedi ve herkesi “laik-laiklik karşıtı gerilimi yumuşatmak” için göreve gelmeye çağırdı. Kasım ayında Başbakan Tansu Çiller ile görüştü. Ocak 1995’te Sabah’tan Nuriye Akman ve Hürriyet’ten Ertuğrul Özkök ile röportaj yaptı. Bu açıklamalar medyada büyük ilgi gördü.

Devam eden yurtdışı açılımının asıl başlangıcı, Vakfın Şubat 1995’te Polat Renaissance Otel’de düzenlediği iftardı. Birçok gazete köşe yazarı orucunu açmak için özel olarak davet edildi. Medyanın dikkatini çeken iftar programı tam da istediği gibi oldu. Tüm kesimlerle diyalog sürecini başlattı.

Çiller ve Fetullah 1994’te bir araya geldi.

Gülen, siyasi temaslarını sürdürmek için Mart ayında Bülent Ecevit’i ziyaret etti. , bu toplantının çok faydalı olduğunu ve siyaset yerine din, bilim ve felsefe hakkında konuştuklarını ifade etti. 1994 yılında Çiller ile tanıştıktan sonra ikinci kez İzmir’de bir araya geldiler. Çiller, Özel Yamanlar Lisesi mezuniyet törenine katıldı ve törenin ardından İkili 45 dakikalık bir görüşme yaptı.Haziran 1995’te Mesut Yılmaz ile bir araya geldi.Kamuoyunun ilgisini çeken bu görüşmelerden sonra açıklama yapma gereği duydu.Gülen yaptığı açıklamada bu görüşmeleri kendi adına yaptığını iddia etti. sudan nite Aleviler ve Sağ-Sol Kardeşler.

Hıristiyan Dünyasıyla İttifak

Vatikan ziyareti sırasında Papa ile görüşmesinin yanı sıra Papa’ya bir mektup da yazdı. Mektubunda gerçekleştirmek istediği fikirlerin yanı sıra adeta biatını tazeledi. Vatikan topraklarında ölmeyi hayal ettiğini de şöyle anlattı:

Sayın Papa;

Üç büyük dinin doğum yeri olarak bilinen ülkeler, kutsal misyonumuzu bilinçli olarak yerine getirmekle doludur. dünya yaşamak için daha iyi bir yer. Size insanlardan en içten selamları getiriyoruz. Ekselanslarına, yoğun programınızda bizi onurlandırmak için zaman ayırdığınız için yürekten teşekkür ederiz.

Papalık Dinlerarası Diyalog Konseyi’nin (PCID) devam eden misyonunun bir parçası olmak için. Hazretleri Papa Paul VI Biz buralardayız. Bu misyonun gerçekleşmesini istiyoruz. Biraz cüretkar da olsanız, bu en değerli hizmetinizi yerine getirmeniz için size en mütevazı desteğimizi sunmaya geldik.

“İslam yanlış anlaşılan bir dindir, ve hepsinden önemlisi onlar Müslüman.”

İslam yanlış anlaşılan bir dindir ve en çok Müslümanlar suçludur. Uygun yerde zamanında bir çaba bu yanlış anlaşılmayı azaltmada uzun bir yol kat edebilir. Müslüman dünyası İslam’ın yüzyıllardır süregelen yanlış anlaşılmasını ortadan kaldıracak bir diyalog ihtimalini memnuniyetle karşılayacaktır.Bütün bilgi Allah’ındır ve din Allah’tandır.Bu ikisi nasıl birbiriyle çelişebilir? Dinler arası diyaloğa yönelik ortak çabalarımız, dinlerarası anlayış ve hoşgörüyü artırmaya yöneliktir. insanlar bir fark yaratabilir.Şimdiye kadar kendi ülkemizdeki çeşitli Hıristiyan mezheplerinin liderleriyle diyalog halindeyiz. tr bu mütevazı çabaların boşuna olmadığını söylüyorlar. Amacımız, bu üç büyük dinin müminleri arasında hoşgörü ve anlayışla kardeşliği tesis etmektir. Sözde medeniyetler çatışmasının dalgakıran gibi bir araya gelerek bir araya geldiğini görmek isteyen, yolunu şaşırmış ve şüpheci insanlara karşı kendimizi savunabiliriz, isterseniz onlara engel diyebilirsiniz.

Geçen yıl, bazı ünlü uluslararası bilim adamlarının katıldığı, medeniyetler arası barış ve diyalog konulu bir sempozyum düzenledik. Bu çabaların başarısından cesaret alarak, bu tür etkinlikleri tekrarlamak istiyoruz. Şu anda, Vatikan’ın dinler arası diyalogda temsil edilmesini umduğumuz üç büyük dinin takipçileri arasındaki bağları güçlendirmek için bir konferans düzenleme sürecindeyiz. Bir teklifte bulunmak istiyoruz.”

Yeni fikirlerimiz olduğunu iddia etmiyoruz. Yine hoşgörünüzle, bu misyonun amaçlarına yakından hizmet etmek için üstlenmek istediğimiz bazı önerilerde bulunmak istiyoruz. Hristiyanlığın 3. binyıla girişini kutlamak için Orta Doğu’nun Antakya, Tarsus, Efes ve Kudüs gibi bazı kutsal yerlerine ortak ziyaretleri içeren birçok etkinlik önermek istiyoruz. Bunu Sayın Cumhurbaşkanımız Demirel’in ülkemizi ziyaret etmeye ve yukarıda adı geçen kutsal yerleri göstermeye davetini yinelemek için bir fırsat olarak değerlendiriyoruz. Anadolulular size misafirperverliklerini göstermek ve sizleri coşkuyla karşılamak için sabırsızlıkla bekliyorlar. Filistinli liderlerle diyalog yoluyla birbirimizi Kudüs’ü birlikte ziyaret etmeye davet edebiliriz. Bu ziyaret, bu mübarek şehri, Hristiyanların, Musevilerin ve Müslümanların herhangi bir kısıtlama olmaksızın, vizesiz dahi seyahat edebilecekleri uluslararası bir bölge ilan etme çabalarına doğru büyük bir adım olabilir. İlki Washington DC’de olmak üzere çeşitli dünya başkentlerinde üç büyük dinin liderleriyle işbirliği içinde bir dizi konferans düzenlemeyi öneriyoruz. İkinci serinin zamanı için Hz. İsa’nın 2000. doğum günü ideal olurdu.

Bir değişim programı da çok faydalı olurdu. İnanç gençleri birlikte çalıştıklarında birbirleriyle yakınlıkları artacaktır. Öğrenci değişim programı kapsamında, üç büyük dinin babası olarak kabul edilen Hz. İbrahim’in doğum yeri olarak bilinen Urfa kentinde Harran’da bir ilahiyat okulu kuruldu. Bu, ya Harran Üniversitesi’ndeki programları genişleterek ya da her üç dinin ihtiyaçlarını karşılayan kapsamlı bir müfredata sahip bağımsız bir üniversite olarak başarılabilir.

Önerilen programlar abartılı görünebilir; ama ulaşılmaz değiller. Dünyada iki tip insan vardır. Bazıları topluma uyum sağlamaya çalışır. Diğerleri ise topluma uymak yerine toplumu kendi değerlerine uydurmak isterler. Toplum, tüm ilerlemesini bu ikinci tür insanlara borçludur. Onları yaratan Rabbime hamdolsun.” (M. Fethullah Gülen/Rabbin Çaresiz Hizmetkarı/9 Şubat 1998)

FETÖ Terör Örgütü Lideri - 15 Temmuz Dijital Kütüphanesi Fetullah Gülen Kimdir

Bu toplantıdan sadece 10 gün sonra Dünya Birliği, Ortadoğu Barış Kiliseleri (CMEP) adına üç kişilik bir heyet Gülen’i ziyaret etti Kısa bir süre sonra NTV’de Cengiz Çandar ve Taha Akyol’dan laiklik, İslam, Papa ile görüşme, Cumhuriyet ve Atatürk.

Asker yine selam veriyor

Bir gazete manşetinde yer alan habere göre, asker Necmettin Erbakan’a savaş ilan etti ve daha başka bir kaz ortaya çıktı ve Refahyol hükümeti müdahale etti. 28 Şubat’ta. Sivil siyasete “bırakın” mesajı verdi. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın 28 Şubat’tan iki ay önce düzenlediği Ulusal Uzlaşma Ödül Töreni’nde iktidar güçleriyle ittifakını en üst düzeyde gerçekleştirdiğini adeta duyuruyordu. Törenin en dikkat çeken ismi Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel oldu. Törende kısa bir konuşma yapan Nazlı Ilıcak, Demirel ve Gülen’e övgüde bulundu.

28 Şubat’ta Türkiye bir kez daha askeri müdahaleyle karşı karşıya kaldı. Refahyol hükümetini teslim eden askerleri selamladı. Gülen ise her askeri müdahalede olduğu gibi tam desteğini sundu. Orduya olan bağlılığını şu sözlerle yineledi:

Türkiye’deki mevcut yöneticiler gerekli performansı göstermedi. gidip yardım ediyorum. Türkiye’de bir yönetim kurup milleti yönetmek istediğinizi söyleyemezdiniz. Demokratik olmayan kişiler olarak görülebilirler. Ama anayasanın onlara verdiği görevi yerine getiriyorlar. Bazı sivillerden daha demokratik olduklarını düşünüyorum

Fetullah Gülen kim - FETÖ terör örgütünün elebaşı - 15 Temmuz dijital kütüphanesi

Gülen Amerika’ya kaçtı

İhanet tarihli 15 Temmuz

Gülen’in gençliğinden beri kafasında geliştirdiği hedefleri gerçekleştirmek için inşa ettiği yapı amansız bir şekilde büyümüş ve aynı zamanda bu ülkeye ait hatta belli bir noktaya gelmiştir. Bu sızıntıların endişeleri arasında fark edilmiş olması endişesidir. Bir milletin mensubu kendi milleti için var olan kurumlara sızmaz. Oraya girmek onun hakkıdır, terekeye girme hakkı da vardır.

Ayrıca bakınız: Turizm Ve Seyahat Hizmetleri Meslek Elemanı Hakkında Bilgi | Meslekler Hakkında Bilgiler

Kurduğu yapıyı yavaş yavaş, adım adım geliştirdi. Yetiştirdiği örgüt mensupları hazır olduğunda, Ergenekon ve Balyoz’un komplolara başlaması için düğmeye bastı, işlerini yeterli gördü sızarak yargıda bunu yapmak istedi ve bu amaçla 2010 anayasa referandumunu tam olarak destekledi. “Gerekirse ölülerinizi mezardan çıkarın ve göğsünüze götürün” yazılı bir video mesajıyla destek beyanı o dönemde çok iyi karşılandı. Oluşturduğu yapının amacı, seçilmiş hükümeti devirmek ve ülke yönetimini devralmaktı. 17-25 Aralık 2013 hükümet karşıtı darbe soruşturması, yolsuzluk iddiaları, 1 ve 19 Ocak 2014 tarihlerinde Hatay ve Gaziantep’te Suriye’ye askeri malzeme taşıyan MİT tırlarının abluka altına alınması ve aranması ile ilgili soruşturma başlatıldı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun ofisinde yapılan kayıtlara kulak misafiri oldu ve bu kararı etkiledi. 15 Temmuz 2016 gecesi bahsettiği 1986 mücadelesini başlatan Fetullah Gülen ve kurduğu terör örgütünün işgal girişimi, Cumhurbaşkanının, hükümetin, parlamentonun ve halkın direnişi tarafından püskürtüldü. 40 yıldır kafasında hazırladığı planı uygulayarak askerlerin ve aşağıdakilerin üzerine bombalar yağdırdı. 40 yıl önce kurduğu yapı artık Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) olarak tarihe geçti. İade ve FETÖ mücadelesi, Türkiye ile NATO ortağı ABD arasındaki en önemli iki sorundan biri olmaya devam ediyor. Kurduğu yapı terör örgütü olarak tarihe geçti ve yüzyılın ihanetini işleyen örgütün lideri oldu.

Related Articles

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Back to top button