iş yapar

ATATÜRK&039ÜN MİRASI T. İŞ BANKASI HİSSELERİNİN, CHP-HAZİNE ZEMİNİNDEKİ DURUMU – Parlak Hukuk Bürosu

TÜRKİYE İŞBANKASI A.Ş.’NİN KURULUŞU

Cumhuriyetin ilanından sonra Gazi Mustafa Kemal, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir an önce yeni bir milli banka kurması gerektiğine inanmaktadır. O dönemde Ziraat Bankası ve Osmanlı Bankası faaliyetteydi ancak ziraatta uzmanlaşması ve yeni düzene uygun bankacılık yapısı nedeniyle Ziraat Bankası’nın Osmanlı Bankası’nın yerine yeni bir milli banka kurması gerektiğini düşünüyordu. Cumhuriyet döneminin ilk milli bankası olan İş Bankası, İzmir Birinci İktisat Kongresi kararları ve Atatürk’ün talimatları doğrultusunda 26 Ağustos 1924 tarihinde kurulmuştur. İş Bankası, ilk genel müdürü Celal Bayar’ın liderliğinde 1 milyon TL nominal sermaye ile iki şube ve 37 çalışan ile faaliyetlerine başlamıştır. Bu sermayenin 250.000 TL’sinin fiilen yatırılan kısmı bizzat Atatürk tarafından karşılanmıştır. İş Bankası, Cumhuriyetin bu ilk yıllarında sınırlı sermayesini şeker, cam, tekstil ve madencilik gibi önemli sektörlerde üretim yapan iştiraklere yönlendirerek son derece zor koşullarda ülke ekonomisine katkıda bulunmuştur. İlk yurt dışı şubesini 1932 yılında Hamburg, Almanya ve Mısır İskenderiye’de açan İş Bankası, dünyanın en büyük 75. bankası konumundadır. İş Bankası’nın değeri 30 milyar TL iken, 50 milyar TL özkaynağa sahiptir. Ortaklık yapısına sahip olan Türkiye İş Bankası, milli banka kurma ideali ile ortaya çıkmış olsa da, bir devlet bankası olmayıp, Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik hayatına önemli katkılarda bulunan büyük bir kuruluştur.

Okuma: Atatürk iş bankası’ndaki mirasını hangi kuruma bağışladı

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK TÜRKİYE İŞ BANKASI A.Ş. HİSSE DEVRİ TARTIŞMASININ HUKUKİ DEĞERLENDİRMESİ

Mustafa Kemal Atatürk’ün 05.09.1938 tarihli vasiyetnamesinde, İş Bankası’nın %28,09’una tekabül eden hisseye sahip olmadığı takdirde hissesi bulunmaktadır. herhangi bir kar ve kazancından faydalanmıyorsa, bunun Cumhuriyet Halk Partisi’ne bırakılmasını istedi. Bu hisselerden elde edilen kar yine Atatürk’ün vasiyeti üzerine Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’na devredilir. Bu kapsamda Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatından sonra 5 Eylül 1938 tarihli imzasına göre Türkiye İş Bankası’nın %28,09’u ve bu hisselerin oy hakları Cumhuriyet Halk Partisi’ne devredilmiştir. CHP Hazinesi yoğun tartışıldı. Hisselerin hazineye devrine esas olarak iki emisyon gösterilmektedir. Bunlardan ilki; Bankanın kuruluşunda kullanılan paranın kaynağı net olmamakla birlikte Hindistan alt kıtasındaki Müslümanlardan toplanan ve Hindistan Hilafet hareketinin Kurtuluş Savaşı için gönderdiği paralardır. Öne sürülen ikinci sebep ise; Banka’nın kurulduğu dönemde tek siyasi parti CHP olduğundan, devlet ve parti iç içe olduğundan hisseler CHP’ye devredildi. Siyasi irade bu argümanlarla CHP’den İş Bankası hissesi alıp devlet kasasına aktarmak istiyor. Aslında bu meseleye siyasi olmaktan çok hukuki bir mesele olarak yaklaşılmalıdır. Çünkü eser, Atatürk’ün kendi iradesiyle oluşturduğu bir duruma dayanmaktadır. Dolayısıyla bu kapsamda söz konusu hisselerin ve hisse oy haklarının CHP’den Hazine’ye devri Atatürk’ün vasiyetinin iptalini teşkil eder. – Hazine ve CHP’nin ayrı tüzel kişilikleri vardır. Cumhuriyet Halk Fırkası, 3 Temmuz 1992’de yürürlüğe giren 3821 sayılı Kanunla 12 Eylül 1980’de kapatılmış ve 9 Eylül 1992’de yeniden açılmıştır. 9 Eylül 1992 tarihinden itibaren CHP’nin tüzel kişiliğinde hiçbir değişiklik olmadı ve tüm hak ve yetkilerin sahibi ve kullanıcısı olarak kaldı. Bu nedenle CHP asli tüzel kişiliğini korumaya ve İş Bankası’ndaki paylar dahil tüm hak ve yetkilerini Atatürk’ün iradesine göre kullanmaya devam etmektedir.

Konu kapsamında, Atatürk’ün El Yazısı Vasiyeti’nin geçerliliği ve içeriğine veya özüne dokunulup ulaşılamayacağı incelenecektir. Genel bir değerlendirme için, bir kamu görevlisinin katılımına gerek kalmadan vasiyetçi tarafından el yazısı bir vasiyet hazırlanabilir.Aksi takdirde, el yazısı vasiyet notere

, bölge hakimi veya yetkili temsilcisine bırakılabilir veya vasiyet sahibi vasiyetnameyi kendisi saklayabilir.

Ayrıca bakınız: Ön Muhasebe Elemanı Nedir? Ne İş Yapar? | IIENSTITU

El yazısının geçerlilik süresi hakkında Will Will:

  1. Vasiyetin tamamı el yazısıyla yazılmalıdır.
  2. Vasiyet eden, vasiyetinde yıl, ay ve günü belirtmelidir. Bu bağlamda vasiyetnamedeki tarihin de elle girilmesi gerekmektedir. Bu şartın önemi, vasiyetçinin vasiyetin yapıldığı anda aklının yerinde olup olmadığının ve eğer birden fazla vasiyetname varsa sonradan yapılmış olduğunun tespitidir.
  3. Vâsilik edenin vasiyetnameyi el yazısı ile imzalaması gerekir. Bu nedenle imzanın kaşe, parmak izi vb. şartı öngörülmemiştir.

Bu şartları sağlayan bir vasiyet, vasiyetçinin ölümünden sonra hüküm ve sonuçlarını doğurur. Mustafa Kemal Atatürk’ün vasiyeti geçerlilik şartlarını taşır ve tüm hükümleri ile geçerlidir. Atatürk’ün vasiyeti 28.11.1938’de Ankara 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açılmış ve bu vasiyete kanuni mirasçılar dahil hiç kimse itiraz etmemiştir. Dolayısıyla Atatürk’ün vasiyetnamesinin geçerliliği konusunda şüphe olmamasına rağmen geçerliliği tartışılsa da Türk Medeni Kanunu’na göre vasiyetin iptali için bir zamanaşımı süresi bulunmakta olup, zamanaşımı bugün itibarıyla yürürlüğe girmiştir. .

Özellikle vasiyetçinin vasiyetnamesi Geçerli bir vasiyet vardır, içeriğine ve vasiyetçinin iradesine müdahale edilmemelidir. Dolayısıyla ölen kişinin resmi vasiyetinin çiğnenmesi ve CHP’deki hisselerinin alınması durumunda bu durumun emsal teşkil edebileceği açıktır. Şunu da belirtmek gerekir ki, Anayasamızın “Cumhuriyetin Nitelikleri” başlıklı 2. maddesine göre devletimiz anayasal bir devlet değil, ancak hukuk devleti niteliğindedir güçlü> kişilerin hakları vardır.

Ayrıca, el yazısıyla yazılmış ve geçerli bir vasiyetname kanunen iptal edilemez. Bunun dayanağı, Kanun’un 134. maddesinin 2. fıkrasındadır. Anayasa: “Atatürk’ün vasiyetnamesinde belirtilenler Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’na maddi yararlar sağlar. “Ayrılmıştır ve onlara tahsis edilmiştir” demek, Atatürk’ün iradesinin anayasa ile güvence altına alınmış olduğu anlamına gelir. Anayasa, normlar hiyerarşisinin en üstünde yer alır. Aynı zamanda anayasanın 11. maddesi “anayasanın bağlayıcı niteliğini ve önceliğini” düzenlemektedir. Bu bakımdan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusunun irade ve iradesine kamu yararı gerekçesiyle müdahale edilmesi anayasaya aykırı olacaktır. Madde, temel hak ve özgürlüklerin özünü ihlal eden düzenlemeleri yasaklamaktadır. Düzenleme, anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzenine ve ölçülülük ilkesine aykırı olmamalıdır. Anayasa’nın 35. maddesi mülkiyet haklarını düzenler: “Herkesin mülkiyet ve miras hakkı vardır. Bu haklar ancak kamu yararı nedenleriyle kanunla sınırlanabilir.”;

Kanunla miras ve mülkiyet haklarına getirilen kısıtlamalar yalnızca kamu yararı için yapılabilir ve bu sınırlamalar kamu yararının özel olarak gösterilmesidir. Yasal bir kısıtlama bu hakların özünü etkilememelidir. Aynı zamanda, demokratik toplum düzeninin ve laik cumhuriyetin gereklerine ve hukukun üstünlüğü ilkesine aykırı kısıtlamalar yapılamaz ” makul”.

Banka hisse senetleri bir miras mı? Anayasada güvence altına alınan miras ve mülkiyet hakkıdır. İş Bankası hisselerinin devrine ilişkin bir düzenleme açıkça anayasaya aykırı olacaktır.

Ayrıca bakınız: Hukuk Fakültesi Mazunları İçin Alternatif Meslekler – Themisuzem

Mevcut durumda hiçbir kamu yararı, cumhuriyetin kurucusu Atatürk’ün vasiyetinde de ifade ettiği gibi iradesinin önüne geçemez

güçlü> . Bu vasiyetnamenin İş Bankası’nın hisse senetlerinden elde edilen gelirin tahsisine ilişkin maddesinde yer alan iradeyi etkilemeden sadece hisselerin mülkiyetinin el değiştireceği gerekçesi kabul edilemez. Mustafa Kemal Atatürk’ün vasiyetinde; İş Bankası’ndaki hisselerini CHP’ye bırakarak vasiyetini yaptı. Bu bağlamda CHP’den İş Bankası hisselerinin satın alınması Atatürk’ün vasiyetnamesinin içeriğine, miras vasiyetnamesine ve Anayasamızın 35. maddesinde düzenlenen miras ve mülkiyet haklarının özüne müdahale etmektedir güçlü>. Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 1. Protokolünün 1. Maddesi ile mülkiyeti güvence altına almıştır ve hisselerin CHP’den Hazine’ye devredilmesi, taraf olduğumuz AİHM’ye de aykırı olacaktır.

Mustafa Kemal Atatürk’ün vasiyeti, 1963 yılında Anayasa Mahkemesi tarafından dolaylı olarak değerlendirildi.6195 Sayılı Kanun, Cumhuriyet Halk Fırkası’nın gerek kamu kurum ve kuruluşlarından, gerekse özel kişilerden ve Atatürk’ün vasiyet yoluyla, para, hak ve alacak farkı gözetmeksizin ve bedellerini tam olarak ödemeden edindiği tüm malvarlıklarının kamuya açıklanmasını düzenlemiştir. Hazine. Bu kanunun iptali Anayasa Mahkemesi’ne taşındı. Anayasa Mahkemesi o yasayı iptal ederken, bugün tartışma konusu olan Atatürk’ün vasiyetini değerlendirdi ve vasiyeti dikkate alarak karar verdi. Yani; İş Bankası hisselerinin CHP’den Maliye Bakanlığı’na devrini de kapsayan 6195 Sayılı Haksız Alımların İadesi Hakkında Kanun; Anayasa Mahkemesi’nin 11 Ekim 1963 tarihli 1963 E. ve 1963/243 K. sayılı kararı anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiş, iptal kararı iki kez gerekçelendirilmiştir. Anayasa Mahkemesi, somut, makul ve üstün bir kamu yararının kanıtlanmadığına ve miras ve mülkiyet haklarının özünün ihlal edildiğine karar verdi.

Bu karar Anayasa Mahkemesi’nin İş Bankası’nın hisse senetlerine ilişkin iradesinin kanunla değiştirilemeyeceğini ve CHP’den mal alınamayacağını çok net bir şekilde ortaya koymuştur. Bu bağlamda CHP’nin malvarlığına (İş Bankası hisseleri dahil) el konulmasına ilişkin kanunda kamu yararının bulunmadığı ve Mustafa Kemal Atatürk’ün el yazısıyla vasiyetnamesinin özüne dokunulmaması gerektiği belirtilmektedir.

Bir diğer mahkeme kararı ise; Anayasa Mahkemesi’nin Atatürk’ün vasiyeti üzerine verdiği karardır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 18.02.1997 tarihli 1997/201 E. ve 1997/815 K. sayılı kararında, CHP’nin İş Bankası’ndaki hisseleri ile söz konusu bankanın hisselerinin CHP’ye devredildiği, Atatürk’ün vasiyetini kurumlardan etkilenmeyeceğini beyan ederek onaylamaya karar verdiniz.

Bu anayasal normlar ve mahkeme kararları ışığında, Cumhuriyet Halk Partisi’nin İş Bankası’ndaki hisselerinin Maliye Bakanlığı’na devrine ilişkin herhangi bir düzenleme hiçbir şekilde yasal değildir. Açık bir anayasa ihlalidir.

Bankanın kurulduğu dönemde yürürlükte olan tek parti sistemi nedeniyle, Atatürk’ün iradesinin malvarlığının devri yönünde yönlendirildiği iddiası gitti. Devlete, CHP ve devlet birlikte düşünüldüğünden ya da bankanın kuruluş fonlarının kaynağının Hindistan’dan geldiği için bu tür gerekçelerle müdahale fikri tamamen siyasidir. Hukuki dayanağı yoktur. Payların ve gelirlerin kötü yönetildiği iddiası ile parti hukukunda bir tarafın iktisadi işletme işleyememesine ilişkin düzenlemelerin tartışılması, toplumda hukuka aykırı düzenlemelere zemin oluşturmayı amaçlamaktadır. İş Bankası hisseleri bir miras ya da mülkiyet hukuku meselesi olmaktan çok, cumhuriyetin kurma iradesinin meselesidir. Daha yapılacak bir düzenlemenin meclis aşamasında hata tespit edilerek yasalaşmasının önüne geçilmelidir. Aksi takdirde, yargının mevcut durumu dikkate alındığında, bu konuda Meclis’ten çıkarılacak bir yasanın Anayasa Mahkemesi tarafından geçersiz ilan edilmesi mümkün değildir. Hisse senetleri, anayasaya aykırı bir kanunla hazineye devredilebilir. Bu nedenle bir hukukçu olarak yargının mevcut durumundaki soruyu anayasa mahkemesine bırakmadan halkın şirket kurma iradesine sahip çıkılmalıdır.

Ayrıca bakınız: Kanada İş İlanları Ve İmkanları kanadakulturmerkezi.com

Related Articles

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Back to top button